28.03.2013

Yazıyorum, yazıyorsun, yazıyorlar...

Bu sene aldığım kararlardan biri "yazmaya" daha fazla vakit ayırmak, hatta Kasım ayında NaNoWriMo'ya da katılmayı düşünüyorum, bu benim için büyük bir fırsat ve faydalı bir etkinlik olacak. NaNoWriMo hakkında bilgisi olmayanlar için kısa bir bilgi verecek olursak; bu her sene  Kasım ayında düzenlenen ve bir ay süren bir yazma etkinliği, hatta açılımı National Novel Writing Month (1 - 30 Kasım) daha fazla bilgi için: http://www.nanowrimo.org/.

Bir edebiyat mezunu ve kitap tutkunu biri olarak tabii ki en sevdiğim şeylerden biri yazmak. Ama yazmak eline kalemi almak kadar kolay bir şey değil. Yıllarca okuduğum bir çok kitap, özellikle de öğrenimim sırasında okuduklarım, incelediğim eserler ufkumu açmakla kalmadı aynı zamanda "yazma"nın düünceleri kaleme almanın ne kadar zor olduğunu gösterdi.

Ben yazmanın çok fazla okuma ve pratik gerektirdiğine inanıyorum. Tabii ki sevdiğim türlerde kitap okumak kadar yazma teknikleri ve öğretileri üzerine de yazınlar okumayı seviyorum. Bu türde çok faydalı gördüğüm kitaplar var ama aynı zamanda internette de çok başarılı siteler ve bloglar var, bunları takip etmek keyifli olduğu kadar faydalı da.

Tabi ki bu alanda başarılı olabilmek için de "vakit" büyük bir önem taşıyor. Hayat meşgaleleri çoğu zaman yapmak istediklerimizden alıkoyuyor bizi, ben hem çalıştığım hem de evli olduğum için ilgilenmem gereken birçok uğraş oluyor hayatımda. Tabii ki bu uğraşlar hayatımızda önemli bir yere sahip ama "vakit" her ne kadar önemli bir zorluk olsa da birçok zaman başarmak istediklerimiz için aslında yarattığımız en önemli bahanelerden biri o. Bahane yaratmak kolay ama eyleme geçmek zordur. "Procrastination" bu bağlamda sevdiğim bir kelime, "oyalama, erteleme, geciktirme" diyebiliriz tam olarak.

Sonuç olarak, başarmak istemek yetmiyor eyleme geçmek lazım =) Bir yerden başlamak, ilerleme kaydetmek için önemli. Ben de buna inanarak kendi vaktimi yaratacağım, yazmaya, bol bol yazmaya devam edeceğim =)

Bu arada ne yazık ki benim okuduğum bölümden (ya da benzeri bölümlerden) mezun olanlar ya da yazmak, yazar olmak isteyenler için de (belki de başka mesleklerde de olduğu gibi) birçok fırsat İstanbul'da. Yazma atölyeleri, yaratıcı yazarlık kursları, editoryal meslekler, yayınevleri ve daha nicesi için İstanbul her zaman merkezi bir nokta. Bu da ülkemizin önemli bir sorunu. Farklı bazı büyük şehirlerde de benzeri fırsatlar olabilir ancak ne yazık ki merkez olarak İstanbul diyebiliriz. Ben eğitimimi İstanbul'da aldığım ve bir dönem orada yaşadığım için de bu farkı gözlemleyebiliyorum. Aslında bu konuda yazılacak, söylenecek çok şey var ama konu dışına çok çıkmadan, dilerdim ki eşit iş ve eğitim fırsatları herkes için olsun ama olmasa da bu da bir engel değil, her zaman çalışmak, çaba göstermek bence çok daha önemli ;)

Blogumu takip eden birçok kitapkurdu eminim benim gibi yazma tutkusuna sahiptir, kimi zaman kendimiz için yazmak, kimi zaman da başkalarının yazdıklarımızı sevmesini istemek güzel bir duygu. Başarmaksa, o kadar zor olmasa gerek ;)


2 yorum:

  1. Kesinlikle sana katılıyorum. Yazmak kitap okumaya pek benzemiyor aslında. Ama yazmayı bırakmamak lazım. Bir ara bıraktığımda gerçekten de yazmaya aç olduğumu fark ettim ve hala yazıyorum. Mutluyum :))

    YanıtlaSil